Saat Ondört

Saat Ondört

Kültür Edebiyat

Uyandığında Uuğultusu bitmiş olacak bu tarih depreminin Avuçlarında biriktirdiğin öfkeli hicranı Ddökeceksin bir solukta Bilmeyeceksin ki, sen yokken Biz nice fravunlar çoğalttık Etimizden, kemiğimizden ve serpilip durduk Nil kıyılarına

Ferman Karaçam'ın "Aşk Buzlu Bir Yanardağ" Kitabından

Uyandığında

Uğultusu bitmiş olacak bu tarih depreminin

Avuçlarında biriktirdiğin öfkeli hicranı

Ddökeceksin bir solukta

Bilmeyeceksin ki, sen yokken

Biz nice fravunlar çoğalttık

Etimizden, kemiğimizden ve serpilip durduk

Nil kıyılarına

Bilmeyeceksin ki, babam

“yeşil sarıklı ulu bir hoca”dır

Serüvenimiz hangi kitapta şerh adilmiştir

Köklü, eski arşivler, yüzbinlerce kitap,

Zümrüt gözlerin ve masmavi bir ölüm

Saat ondört

Bilmeyeceksiniz ben uslanmam

Çağdaş, taş devrinin mimarları

Altın bakraçları kuyulara gizlemiş

Keşişler

O pitoresk sarışın sevgiliniz

Hiç bilmeyecek

Cıkmış, nemli gözleri

Yetimin sağır duvarlarda gezinirken

Yüreğim kaynıyordu büyücü kazanlarında

Yüreğim yanıyordu tarih kitaplarında

Kitaplarında

Ve burkulmuş olsa da

Hafızam sıcak, gözlerim keskin

Ruhum biraz yorgun

Ve çiçek vurgunu olsa da yüreğim

Vazgeçmeyeceğim

Bu aşkın, kor aynasını taşımaktan

Sen ise yarı baygın uyandığında

Milyonlarca yıllık, sesim yankılanacak

Kulaklarında

Uyandığında

Beyazıt meydanında, bekliyor olacağım

Sahaflara gitmek için

Ömrümün yoksul ve kalabalık yanlarına

Binlerce ömür ekleyerek

Ve delirmemek için

Saklayıp kokusunu ölmenin

Azrailde doğacağım

Pür ümit

İşte, o güne kadar, sızısına aldırış etmeden

Kaburga kemiklerimin

Mavi kefenleri hep saklayacağım

Mavi ölümler için

Ferman Karaçam

https://twitter.com/fermankaracam

 

Paylaş