Sesin An'ı
Bir çığlığın kulağa değdiği an, bir saz telinin ses’le birlikte Ritme dönüştüğü an, bir damlanın gül yaprağına düştüğü an
Bir çığlığın kulağa değdiği an, bir saz telinin ses’le birlikte Ritme dönüştüğü an, bir damlanın gül yaprağına düştüğü an, yağmurun çatlamış kurak toprağa değdiği an, başını taşlara vurarak dağlardan gelen şelâlenin denize ulaştığı an, hasretten yanan sevgililerin gözlerinin birbirine değdiği an. İşte o an, hani şu fani, şu, şu andan itibaren kaç saniye daha nefes alıp-vereceğimizi asla bilemediğimiz dünyada saadetin yaşandığı an, o an, ne muazzam an’dır ki biz insan oğlu onun değerini hiçbir zaman kavrayamıyorum.
Tâ ki kaybedinceye dek. Ses’inin kulağıma değdiği an öyle bir andı işte. O saadet anının bütün detaylarını yaşanmış ve yaşanacak olan ömrün en büyük kazancı ve saadeti olarak yaşadım ve yaşayacağım. Son cümle: “kendinize iyi bakın” olmuştu. Yeryüzünde bu güne kadar bana mutluluk veren böyle bir söz olmamıştır.
Bu sözü hazinelerin en büyüğü, Rabbimin bana lütfettiği yüce bir armağanı olarak alıyorum ve başını taşlara vura vura şelâle gibi akarak denize ulaşan ruhum için yüz yirmi iki günden beri aralıksız her gün ağlayan gözlerim vuslatın o anı olarak alıyor.
Şu “gölgelik” dünyada ne murat ediyorsan o’na ulaşasın, beni nasıl ve ne kadar sevindirdin mutlu ettin ise aynı şekilde, yaradan seni de saadet deryasına ulaştırsın. O senin hangi şekilde daha bahtiyar olacağını en iyi bilendir. Aslında bilmeni istiyorum ki eğer bir mü’minin diğerine yaptığı dua’nın tesiri çok önemli ise – ki öyedir- benim sana aylardır yaptığım duaların da tesirini yaşayacaksın.
Üzdüğümü, sarstığımı, rotanı değiştirdiğimi biliyorum, acılarına sebep olduğumun bilincinde olduğumu, bu durumun huzursuzluğunu kendi acılarıma katarak yaşadığımı bilmeni istiyorum. Fakat hangi yol’dan ve hangi yönden yürüsem önüme o “korkunç” levha çıkıyor: “kader”. Ne keskin ve derin fark ettirdi vareden kaderi bana, anlatmam güç. Dizlerinin dibindeyim-bu cümleyi yeryüzündeki kimseye kullanmadım ve asla kullanmayacağımı biliyorum-bende bir büyük destan olarak yaşayacaksın, ebediyen.
Çünkü sen buna layıksın, senin ruhun buna layıktır, senin senin, ellerin, senin gözlerin buna layıktır. Benim için bir efsanesin, bir şahesersin sen ve böyle kalacaksın, dokunmayacağım artık. Dokunursam boşluğa düşer, boş ölürüm; dolu, seninle ölmek istiyorum.
Hayalin eğiyor bedenimi
Gölgem parça parça
Hayalin kor yumağı
Hep ıslak kaldım
Öldürmeyen ölümü yaşatan
Devsin
Hayalin ucuz kahramanlığı değilsin
Gençliğimin
Sigarası
Cakası
Ferman Karaçam
https://twitter.com/fermankaracam