Kültür Edebiyat
Yarasından Yar Damlayan Kalbime
Böyle değildin sen kalbim Manolya gülüşlerden mavi tonlar devşirir içirirdin bana Saz benizli Bal bakışlı acılardan ümit gülleri derer Sunardın gamlı ruhuma
SEVMİYORUM SİZİ...
Gözü kapalı, ''kutsallık addedilenler'', Ne yaparsa ''doğrudur, vardır bildiği'' denilenler, diyenler, Kişisel, grupsal ikballerini, her şeyin önünde görenler, Çocuklarını bile düşünmeyip gemileri yakanlar,
Ak Gel
Akıt gözlerini tel örgülerden Ak gel mavi mavi Sız derinlerden Durdur mevsimleri gelmesin nisan Kır kanatlarını Sensiz zamanın Her yerde hayalin
Balda Yangını Öpmek
Sen yoksun İstanbul’da yağmurlar kurşun gibi İşliyor bedene bahar safran, sular katran deniz zifir
Kar Başakşehir'de Rekor Kırdı
Önce Balkanlar sonra Ukrayna üzerinden gelen soğuk ve yağışlı hava, Türkiye’yi bir vurdu pir vurdu. Aralarında İstanbul’un da bulunduğu 30’a yakın il beyaz örtüyle kaplandı ve en çok sevinen çocuklar oldu..
Buz
Kura'da çocuk Buz üstüne yalın konduruyor Ağzını Yırtık urbalar içinde bozgun Kordan öfke gözleri Yoluyor buzdan dalgalarını Bedeninden kura’nın
Gözlerine Dalan
Tut ki saçlarına değdi dilruba Yitti nefesinde kehribar sesler Yıllardır ruhları kışkırtır bu raks Kanar dudağında bestesi aşkın
Kalem ve Sorumluluk
Söz uçmuyor. Her şey bir denge ve düzen içindedir. Söylediğimiz sözler eğer bizden daha evvel söylenmiş ise hiçbir işe yaramadığını sanmamalı.
EL-HALİK
EL-HâLİK Evrene, hayata, insana ve eşyaya... İster genel bir bakışla toptan bakın, isterse ayrıntılarına girerek, atomlarına ayırarak bakın; karşınıza bir ilk oluş, ilk hareket, ilk eylem, ilk nüve çıkmaktadır.
Gül Yıkanır Gülle
İncecik ve telaşlı Bir martı çığlığı biçer gecemi Islanır hayali çocukluğumun Her yanım sendin Soğuğu emip, üşüdük Bakışlarında musanın Yollara öfke taşıdık Öfkelere yol yaptık Bir ömür
İstanbul Biraz
Ben gözlerinde yaktım Bu şehrin Hasret anıtı yüreğini Yaktım Yüzbinlerce şarlatanını Bu şehrin Soğuk bir köpüğün bedeninde
Saat Ondört
Uyandığında Uuğultusu bitmiş olacak bu tarih depreminin Avuçlarında biriktirdiğin öfkeli hicranı Ddökeceksin bir solukta Bilmeyeceksin ki, sen yokken Biz nice fravunlar çoğalttık Etimizden, kemiğimizden ve serpilip durduk Nil …
Sırılsıklam
Söz çatlar mıydı orta yerinden Söyleseydim sana Bir besteye benzeyen gülüşünde Baharların yeşerdiğini Ama ben bu şehirde mağlup Krallar yaşattım
Sesin An'ı
Bir çığlığın kulağa değdiği an, bir saz telinin ses’le birlikte Ritme dönüştüğü an, bir damlanın gül yaprağına düştüğü an
Kaside
Şairliğimin taze dilli hazır cevap sözcüsüdür kalem Kelemin söz inceliklerini bilen dildaşıdır sözüm Ta Mahşer sabahına dek binlerce aşığı sarhoş eder Aşk meclisine dolu iri kadeh neşesi verendir sözüm
Mil
Erken vuruldu Kalabalık yalnızlığı Çocukluğumun Sabır çatlağı yüzümde Islandı türkülerimin nağmesi Gül yağmurundan
Lekesiz Ölümler
Yol oldu bıldırcınlar Birikip gerdanında sufinin Militan seslenişte buharlaştı Çekik gözlü kızlar
Bir Hadis-i Şeriften Benim Anladığım
Yaratıcı kudret, yaratmayı murat etmişse istediği halde, şekilde, zamanda ve mekânda yaratma işini gerçekleştirir. Çünkü yaratma fiili bizatihi, başlı başına bütün diğer iş, oluş ve mekânların yanında eşi emsali olmayan bir …
Selda ATALAY'ın Sesinden 'Sultan Ay Hoşgeldin'
Şair ve Yazar Ferman KARAÇAM'ın yazmış olduğu "Sultan Ay Hoşgeldin" yazısı Selda ATALAY'ın sesinden sizlerle
Sultan Ay Hoşgeldin
İnsan bazen bir yitiğini arar gibi bakınıyor etrafa; neyi, nerede yitirdim?
Ya da birini bekler gibi bakınıyor; kim, nereden gelecek?
Puslu bir haritanın içinden yollara, ufuklara, göklere, eşyaya, insana bakarak aranmak ve beklemek...
İçimde …