Hangi Yüzünüz Kızaracak ki?

Hangi Yüzünüz Kızaracak ki?

Kültür Edebiyat

 Taliban’ın Afganistan’da yönetimi devralmasından sonra günlerdir Amerika uçağının kanatlarına sarılan, kundaktaki bebeklerini dikenli teller üzerinden yalvararak ABD askerlerine veren, kurşunlanan, uçağın pervanelerinden düşüp yere çakılıp can veren Afganlıları konuşuyoruz.

Klasik medyanın da aşağı kalır yanı yok, fakat Sosyal Medya dediğimiz, çok başlı yırtıcı mahluk insan izzeti, karakteri ve zayıflığı üzerinden hayatını sürdürmektedir ve bu sebeple söz konusu aç aslanlar gibi dalıyor mazlumun üstüne.

“ Sosyal Medya” denen bu canavarın şerrinden Allah uzak etsin.

Aileye, insan karakterine, özel hayata saldırının bini bir para.

İşleri kaos ortamı oluşturmak olan bu mecranın öncüleri bir konuyu belirleyip yazmaya ve birbirini beğenmeye başlayınca, muhalefetin bilgisiz ve cahilleri de bunların peşine takılıyor ve şuursuzca saldırmaya başlıyorlar.

Ahlaksızca saldırıyorlar.

Hiçbir kutsal tanımadan saldırıyorlar. 

Uydurdukları yalanı paylaşıp, bir süre sonra da kendilerine döndüğünde onun gerçek olduğuna inanarak, o yalana iman ederek saldırıyorlar.

Düşünmeden saldıran bu zavallı kitlenin dramatik halini şaşkınlıkla izliyorum.

Şaşırıyorum çünkü, hakikaten dramatik. 

Bu zavallılara şunu hatırlatmak isterim:

Çizdiğiniz karikatürlere, yazdığınız yazılara, yaptığınız paylaşımlara iyice bir bakın, sonra da Afganistan’da Amerika ve NATO güçleriyle birlikte toplam 70 binden fazla askeri varlık ve ABD’nin 2001 yalından bu tarafa 88 milyar dolar harcayarak oluşturduğu kendisine bağlı 300 bin civarında Afgan askeri olmak üzere toplam 370 bin kişilik övündüğünüz ordu hakkındaki yazı ve paylaşımlarınıza bir bakın, öncekileri ve sonrakileri karşılaştırarak yüzünüz kızarsın, utanın.

Fakat öyle ya, sizin çok yüzünüz var ve hepsi de aşılı, hangisi kızaracak ki? 

Zira, Afganistan’daki güvendiğiniz o ABD ordusu çöktü.

Paçavraya döndü.

Siz de madara oldunuz. 

Geçen gün Joe Biden’ın ABD’nin Afganistan’dan çekilmesiyle ilgili yaptığı basın toplantısındaki yüz hatlarına, jest ve mimiklerine baktım: dünya mazlumlarının kanıyla sulanarak kızarmış, eskimiş, çirkin ve riya akan bir surat. 

Yalanı, yenilgiyi ve evlerinden, yurtlarından koparılmış milyonları, yetimleri, evsiz, barksız kalmışların ahını gizlemeye çalışan kirli, iğrenç bir fotoğraf. 

Aslında benim sözüm, bunlardan daha ziyade; bunlara inanan, güvenen, bunların sözlerine dayanarak iktidar hayali, devlet hayali kuran, yazılarında, karikatürlerinde, paylaşımlarında zamanla kendileri gibi bunlara güvenip ortalıkta bırakılan, uçaktan atılan, ölen ve yaralanan Afganlılarla dalga geçen içimizdekileredir.

İçimizdekiler de, tıpkı o ortalıkta bırakılan Afganlılar gibi ABD’ye güvenip devlet hayali kuruyorlar.

İçimizdekiler de tıpkı o ABD uçağının kanatlarından yere düşüp parçalanan Afganlılar gibi iktidar hayali kuruyorlar. 

Almanlar, İngilizler ve Fransızlar yıllardan beridir kendilerine güvenen Afganlılardan bir tanesini bile uçaklarına almadılar. 

Afganlı yerine, kasa kasa bira şişeleriyle havalanıp gittiler. 

ABD ise kargo uçağına doldurduğu Afganlıları, ABD yerine, Uganda’ya bırakıp kaçtı.

Aslında, çok güvendiğiniz ABD ve diğer Batılılar, bugün dalga geçtiğiniz ortada bırakılan o Afganlılar gibi, kullanılmış peçete misali bir gün sizi de ortada bırakacaklar. 

Haliniz bu iken, buna değil de Afganlılara gülüyorsunuz.

Yarınki sizin durumunuz, bugün aşağıladığınız Afganlılardan daha beter olacak.

Siz de ortalıkta bırakılacaksınız.

Siz de tepenizin üstüne yere çakılacaksınız.

Ferman Karaçam - Haber 7 

 

 

Paylaş