Edebiyat ve Medeniyet Konferansı Gerçekleşti

Edebiyat ve Medeniyet Konferansı Gerçekleşti

Kültür Edebiyat

 İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı ve Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi iş birliğiyle "Edebiyat ve Medeniyet" konferansı gerçekleştirildi.

Kızlarağası Medresesi'nde, Medeniyetler İttifakı İstanbul Konferansları kapsamında düzenlenen etkinliğin moderatörlüğünü üstlenen Prof. Dr. Bekir Karlığa, medeniyet ve edebiyatın birbiriyle yakın ilişkili iki alan olduğunu dile getirdi.

Karlığa, günümüzde hem Türkiye hem de dünyanın büyük bir değişim geçirdiğini kaydederek, şöyle konuştu: 

"Her değişim daima mükemmele doğru olmaz. Bazen mükemmele doğru değişim olur. Bazen de tepetaklak olabilir. Bu, ülkeler için olduğu gibi, medeniyetler için de söz konusu olabilir. Yaklaşık son 4 asırdır dünyamıza egemen olan medeniyet, Batı medeniyetidir. Batı medeniyeti ne yazık ki insanlığa konfor, maddi gelişmeler sağladı. Belki de tarihimizde hiç görmediğimiz derecede rahatlık yaşamaya başladık ama insanlığı mutlu etmedi. Bunun ötesinde huzursuz kıldı. Rahatsız etti ve son 25 senedir de adeta dünyamızı bir cehenneme çeviren medeniyetler çatışması projesini hayatımıza soktu. Bu çatışma projesinin odak noktasını İslam medeniyetleri oluşturuyordu."

Prof. Dr. Mahmut Kaya da her milletin medeniyet kuramayacağının ve kuramamış olduğunun altını çizerek, "Tarihte medeniyet kuran milletler azdır. Yani antropologlar ilkel toplumlara da medeniyet isnat etseler de bizim anladığımız manada, bütün kurum ve kuruluşlarıyla insanlığa sunmuş olduğu büyük hizmetlerle medeniyet sahibi olan milletler, hakikaten iki eldeki parmak sayısını pek geçmiyor." dedi.

Medeniyeti besleyen ve geliştirenin kültür olduğunu aktaran Kaya, şunları söyledi: 

"Kültürün en büyük taşıyıcısı edebiyattır. Çünkü edebiyat insanın duygu, düşünce ve bütün manevi melekelerinden süzülüp gelen, rafine olan o yüce duyguları dile getiren bir alandır. Bu sanatların belki dile getirilen duyguların en yücesi şiirdir. Çünkü şiir dili farklı bir dildir. Şiir en basitinden en gelişmiş duygu ve düşünceleri ifade etmek üzere, bizim medeniyetimizde eğitimin her safhasında insanımıza ruh ve şekil vermek için kullanılmıştır. Bizim Anadolu maceramızda 1071'den itibaren yazılan kitapların önemli bir kısmı, şiirle terennüm edilen eserlerdir. Yani bakıyorsunuz dini bilgiler, tarih hatta matematik ve tıp bile şiirle terennüm ediliyor."

"Toplumun, bölünemez en küçük bütünü insandır"

Prof. Dr. Hüsrev Hatemi ise edebiyatın önce insan topluluklarında oluştuğunun altını çizerek, "Maddenin bölünemez bütünü nasıl atomsa, eski edebiyatımızda zerreyse, toplumun, cemiyetin de bölünemez en küçük bütünü insandır. İnsanlar önce anne baba, çocuklar şeklinde, çekirdek ailede bir araya gelirler. Küçük bir molekül oluştururlar, maddi aleme benzetirsek." değerlendirmesini yaptı.

Hatemi, her milletin geçmişte ürettiği eserlerle günümüzde ürettiği eserler olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti: 

"Halk edebiyatı da bizimdir. Yusuf Has Hacib de bizim edebiyatımızın büyüklerindendir. Mevlit yazarı da Yunus Emre de. Yoksa modernlik sayarak, 'ben yalnız Alevi şairleri severim. Ben isyancı şiirleri severim. Bana ne mevlitten' demek, edebiyatı anlamadan edebiyatçı olduğunu iddia etmektir. Bunun aksi de doğru değil. Pir Sultan Abdal da bizim şiirimiz."

İBB Meclis Başkanvekili Ahmet Selamet ile TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı'nın açılış konuşmalarını yaptığı etkinlik öncesi belgesel gösterimi yapıldı.

 

Paylaş