Muhteşem 'Oyalanma'

Muhteşem 'Oyalanma'

Kültür Edebiyat

Radyo 7 Haber Yönetmeni Mehmet Can'ın son yazısı...

Aslında film yayına girdiği ilk zamanlarda da bu tartışma yaşanmıştı ve sonradan görüldü ki, filmin tartışılması olsa olsa bu filmin ömrünü uzatıyor, bundan vazgeçildi... Çünkü herkes çok iyi bilir ki popüler yayıncılıkta, önemli olan dikkat çekmektir. Ve çektiğiniz her dikkat, izlenme rekoru olarak ve tabii "para" olarak yayıncı şirkete geri döner.

İşte bu yüzden, Başbakan Erdoğan'ın "bizim böyle bir ecdadımız yok" söylemine, ne film ekibinden, ne danışmanlarından ne de yayıncı şirketten doğru dürüst bir tepki gelmedi. Onlar şu anda mutlulukla ellerini buluşturmuş, kıs kıs gülüyor ve "devam edin" diyorlar... Devam edin ki, filmin ömrü uzasın, gündemde kalsın ve çok para kazanılsın.

Bütün Tv'ler ve Radyo'lar, İnternet basını, boy boy resimlerini koyup haberlerini yaptıklarında, radyolarda üzerine tartışmalar gerçekleştiğinde, halka "gerçekleri yanstıyor mu" diye sorulduğunda ortaya çıkan sonuç ta aynı; Reyting...

Birine çok kızıldığında, çok içerlenildiğinde, en etkili tepki bana göre, onu yok saymaktır. Hem şimdi, hem gelecekte. Görmez, adam yerine koymazsak, yapılan yanlışları hatırlar ve ciddiye almazsak, gündem yapmazsak, reyting de mümkün olmayacaktır. Ve tabii varlığı da.

Doğru, biz ahali olarak gerçeklerden kopmaya çok meraklıyız, hayatın zaten bezdirdiği bizler oyalanmaya meyilliyiz ve anlık mutluluklar arıyoruz medyada... Okumayla, güvenilir kaynakla falan da işimiz yok... Verilene tabiyiz. Çünkü böylesi daha rahat, efor gerektirmiyor. Ne yazık ki böyle...

Ve doğru, film baştan aşağı bir kurgu, gerçeklerden çok uzak, ne kişilikler, ne olaylar , ne fetihler, ne ilişkiler o dönemi anlatıyor. Kıyafetler dahi, Osmanlı ile ilgisiz, daha çok İspanya Medeniyeti'nin izlerini taşıyor. Ne müzikler, ne mantık, ne harem, ne inanç... hepsi bu toplumun tarihine aykırı...

Ama kimin umurunda?

Filmi çekenlerin mi? Yayınlayanların mı? İzleyenlerin mi? Böyle bir film yayınlanırken eleştirenlerin, bilinçli zengin ve entellektüellerin, ceplerinde akrep olan finansörlerin, film üzerinden muhalefet yapan sığların, siyasal rant edinmeye çabalayanların, yılda bir kitabı bile kendisine çok görenlerin, sosyal paylaşımla yaşamsal bağ kuranların ve kendi kendilerine yabancılaşanların mı? Söyleyin gerçekler kimin umurunda?

Cümlenin sonu, "birazda sen oyalan" diye bitse de emin olun; film yapımcıları ve yayıncıları için "mal da mülk te yalan" değil, gerisi ise angarya...

mehmetcan@radyo7.com.tr

 

Paylaş