Miraç Ya Da Aşka Doğru...

Miraç Ya Da Aşka Doğru...

Kültür Edebiyat

Lütfen, büyük bir dikkatle etrafınıza bakın.

Dünyada olup bitenlere bakın.

Yakınınızda, uzağınızda, bütün bir çevrenizde olanlara bakın.

Kötülük, tüm çeşitliliği, renkliliği, ağırlığı ve bunaltıcılığı ile dört bir yanımızı sarıp, kuşatmış durumda. 

İnsanın kötülük yapma kabiliyeti, teknolojinin de desteği ile inanılması güç boyutlara ulaştı.

Projektörlerimizi yakından uzağa doğru gezdirdiğimizde kötülüğün hem çok çeşitli, hem de, sürekli birbirini üreten , birbirini besleyen zincirleme sonuçlar doğurduğunu görürüz.

İnsanların çevresinde kötülük çemberi daraldıkça, insan etrafında sürekli kötülük gördükçe, kendisini ve sevdiklerini korumanın yolunun da, karşı tarafa kötülük yapmaktan geçtiğini düşünür oldu. 

Öte yandan şöhret, şehvet, mal, para, haz, konfor, hırs, üstün olup diğerini geçme arzusu .. ve diğer dünyevi istekler ise kötülüğü azdırdı, çığırından çıkardı. 

Bu kısır döngü sonucunda insanlık, şeytani bir anaforun, bir girdabın içinde kıvranır oldu.

Kötülüğün iki temel sonucu vardır.

Birincisi, kötülüğe maruz kalan tarafın mağdur olması sonucudur.

Yani, kötülükten zarar gören, hakkı gasp edilen bir taraf söz konusudur.

İkincisi ise; Yaratıcı ile kötülük yapan kişi arasındaki ilişkidir.

Rabbımız(cc) havayı, suyu, toprağı, ateşi, iyiliği ...yarattığı gibi kötülüğü de yaratmıştır.

Tüm bunların kullanım hakkını ise, akıl ve irade verdiği insanın isteğine bırakarak, insanı sınava tabii tutmuştur. 

Mesela, ateşi kullanarak karnınızı doyurduğunuz gibi, aynı ateşi kullanarak bir canlıyı da yakabilirsiniz. 

Canlıyı yakınca da, kötülük yapmış olursunuz. 

Yapılan kötülük, Yaratıcının gazabını çeker ve yüksek insani seviyede, tertemiz olan ruh bozulur, alçalışa geçer.

Kötülüğün sürmesi halinde insan ruhu, hayvani seviyenin de altına düşer.

Yaratıcımız, işte bütün bunlara yani, bir ömür kadar kısa olan bütün bunlara değil, yönünü, bunları Vareden’e yöneltip, kötülükten uzaklaşıp, iyiliğe çevirmenin ip uçlarını, yol ve yöntemlerini de yaratmış ve ortaya koymuştur.

Bunları çoğu kez, daha iyi anlayıp kavrayalım diye kendi cinsimizden olan Peygamberler yani, örnek insanlar vasıtası ile, örneklendirmiştir.

Miraç da evet, Peygamberimizin (as) ruhen ve bedenen Sevgiliye yükselme olayıdır ama, aynı zamanda bizim sürekli iyiliklerle beslenen ruhumuzun da, Hakiki Aşka ulaşabileceğini göstermiştir.

Bunu da insan olarak emekle, alın teri ile, hırs ve dünyevi hazlarımızdan feragatla yapabileceğimizi somutlaştırmıştır. 

Bu açıdan miraç bir umuttur insan için; ruhumuzda, şuurumuzda sürekli var olan, varlığı ile şevk ve heyecan duyduğumuz tükenmeyen bir umuttur.

Bu umut bizi, kötülüklerden uzak tutmaya ve iyiliklerimizi çoğaltarak Gerçek Aşka erişeceğimiz bilincini körükler.

Dolayısıyla Miraç bizim için, “zaman ve mekanı aşan bir inanç misafiridir”.

Onu ağırlamak, onu anlamak ve böylece onun bize emanet ettiği namazı şuurla idrak etmek, dünyadaki bütün kötülüklerin azaltılması, iyiliklerin çoğaltılması anlamına gelir.

Çünkü, namazı dosdoğru kılmak hem kötülüklerden sakınıp iyiliğe yönelmeyi zorunlu kılar, hem de, ruhun yükselişini, Yaratıcıya yani Gerçek Sevgiliye ulaşabilmenin umudunu diri tutar. 

Bu dirilik ve umut tıpkı, dev bir çınarın küçücük bir tohumda saklanmış olması gibidir.

Müslüman, namazını dosdoğru kılarak ruhundaki bu diriliği sürekli yaşatacak ve Aşkın Kaynağına ulaşmayı umut edecektir.

Miracınız Mübarek olsun.


ŞIRNAK DEVRİMİ 

 Türkiye, 1950 seçimlerinden bu tarafa ilk defa 31 Mart 2019 seçimlerinde, çok ciddi ve büyük bir seçim şaibesine sahne oldu.

İtirazlar yapıldı, sayım işlemleri sürüyor. 

Öte yandan YSK, itiraz yapılmayan, şaibesi olmayan yerlerde de başkanların mazbatalarının verileceğini söyledi.

Bunlardan biri de Şırnak.

Sembol olarak Şırnak diyorum ama, oylarının yönünü kardeşliğimizi pekiştirmeye yönelik olarak değiştiren Güneydoğu’da ki tüm kasaba ve şehirlerden söz ediyorum.

Bu bölgede kardeşlerimiz tercihlerini bir partiden başka bir partiye yöneltmediler.

Bu kardeşlerimiz; 200 yıllık bir süreden beri emperyalistlerin bölge üzerindeki emellerini görüp onların yalan, komplo ve tehditlerine en güçlü cevabı verdiler. 

Bu, bir büyük devrimdir ve Şırnak o mübarek coğrafyada Selahaddin Eyyubilerin, İdris Bitlisilerin yeniden ortaya çıkacağının haberini muştulamışlardır.

Şırnak hem ırkçılıktan arınmış ve hem de tertemiz bir başlangıçla bütün bir Türkiye’ye örnek olmuştur.

Bundan sonra herkes, bu örnekten hareketle sözlerine, üslubuna dikkat etmelidir.

Şırnak; Srebrenitsa’da, Myanmar’da, Halepçe’de, Doğu Türkistan’da, Hocali’de...yapılan bütün katliamlara bir yaralı ümmet şuuru ile cevap vermiş ve sınırın bir kaç kilometre ötesindeki dünyanın bir numaralı süper gücüne ümmet bilinci ile kahramanca kafa tutmuştur. 

Şırnak’ın emperyalizme karşı olan bu yepyeni başlangıcını, ümmet aşkını kutluyorum.


CÜMLEDEN CÜMLEYE ...

Bir insan, nefs ve hırs kılıcını çekip yürüyecek olursa, akibet o kılıçla kendisi maktül düşer. 

Hz. Ali (r.a)

 

Ferman Karaçam - Haber 7 

  

fermankaracam@gmail.com 

fermankaracam@twitter.com 

twitter.com/fermankaracam 

facebook.com/fermankaracam 

 

Paylaş