Son Fotoğraf

Son Fotoğraf

Kültür Edebiyat

Suriye merkez olmak üzere, son çekilen fotoğrafa bakalım:

Geçen hafta Amerika, Suriye’den çekileceğini açıkladı.

Bunun üzerine, ABD’de Savunma Bakanı Jim Mattis ve bazı askeri yetkililer istifa etti.

Rusya, bu çekilmenin bir aldatmaca olduğunu, olayları yakından izleyeceğini söyledi.

Beşar Esed, dün saat 15 otuz sularında Münbiç’e doğru harekete geçti ve Münbiç’in batı kırsalından Arimah Kasabasına girdi. 

Bu olayla ilgili olarak, Rusya Sessiz.

Fransa “biz çekilmiyoruz, ABD’nin çekilmesi bizi etkilemez, Suriye’de kalmaya devam edeceğiz” diyor.

İngiltere, ABD’nin çekilmesinin bir hata olduğunu söyleyip, sinsice olayları izliyor.

İsrail; daha doğrusu, Binyamin Netanyahu son derece öfkeli görünüyor ama bunun sebebi Suriye’den çekilme kararı alan Trump mı yoksa, içeriden seçim için sıkıştırılmış olması mıdır, çok emin değiliz.

Öfkenin sebebi; ABD’nin çekilmesinin, Erdoğan için bir zafer sayılması da olabilir.

Fotoğraf bize şunu söylüyor: Suriye’de bundan sonra olaylar çok hızlı gelişecek ve her an, her şey olabilecektir.

Bu çerçevede üç önemli noktayı işaret etmek isterim. 

Bunlardan biri ve en önemlisi Rusya’nın bu gelişmelerden sonra nasıl bir pozisyon alacağıdır.

Rusya, Türkiye ile, Astana görüşmelerinden bugüne kadar geçen süre içerisinde uyumlu ve olabildiğince anlaşılır, makul davranışlar gösterdi.

Sebebi ne olursa olsun Rusya’nın, İran’la birlikte, bölgenin geleceğine yönelik Türkiye aleyhine herhangi bir hareket içine girmemesi hem kritik, hem de değerlidir.

Fakat bu sürecin, yeni gelişmelerden sonra yani, ABD’nin çekilmesinden sonra da aynı şekilde, devam edip etmeyeceğinin hiçbir garantisi yoktur. 

Tıpkı Amerika’nın çekilmesinin, ne kadar çekilip ne kadar çekilmediğinin, ayrıca nerede hangi yüzüyle yeniden karşımıza çıkıp çıkmayacağının da hiçbir garantisi olmadığı gibi.

Bu sebeple, Türkiye’nin her iki süper devlete karışı da temkinli olması son derece önemlidir.

Dün Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya’ya bir heyet göndereceğini, ardından da kendisinin Rusya’ya Putin’le yüz yüze görüşmek üzere gideceğini söylemesi bu açıdan çok önemlidir.

Ancak Erdoğan bunu söylediğinde henüz Esed güçleri Münbiç’e girmemişler, PKK/PYD Arimah Kasabasını Esed’e teslim etmemişti.

Dolayısıyla, Erdoğan- Putin görüşmesi ileriye çekilmeli, bir an önce görüşülmeli hatta, heyetlerin görüşmesi beklenmemelidir, deriz. 

Zira, PKK/PYD’nin Münbiç’de veya Suriye’nin diğer bölgelerinde nereleri, ne zaman Esed güçlerine bırakır bilinmez. 

Esed Güçlerinin Münbiç’e girmesi ve bizim Esed’e karşı yapacağımız herhangi bir hareket ise, hepimizin bildiği gibi, Rusya ile aramızı açar.

Türkiye’nin böyle bir ciddi krizle karşılaşması, Suriye’de, bundan sonra bizim tarafımızdan atılacak adımları da zora sokacaktır.

Bu açıdan, Rusya ile koordine ve uyumun devam etmesi hayati derecede önemli. 

İkinci önemli konu da , Kuzey Irak Kürt yönetimi ile yeniden güçlü bir irtibat kurulması meselesi.

Evet, bağımsızlık girişimi ile Barzani, bir kere daha güvenilir olmadığını, çok çabuk dolduruşa gelebildiğini göstermiştir.

Ne var ki, şu gerçek de, somut bir şekilde karşımızda duruyor: Kuzey Irak’ta, Erbil’de, iyi kötü bir yönetim var ve bu yönetim en olmadık zamanda tekrar karşımıza çıkarılırsa, Türkiye’nin ileriye dönük olarak yapacağı hamleleri zora sokar. 

Erbil’i yanımızda tutmamız -her şeye rağmen- Türkiye açısından önemli sayılmalıdır. 

Üçüncü konu ise; şu sıralarda yani hem seçime yaklaşırken hem de Fırat’ın Doğusuna yönelik bir operasyonun söz konusu olduğu sıralarda, özellikle CHP, HDP ve FETÖ taraflarında gözle görülür şekilde bir takım hareketlenmelerin olması.

Gerek sosyal medyada, gerek Meclis’te, gerek CHP/HDP medyasında ve gerekse FETÖ çevrelerinde yeniden bir el oğuşturma, bir parmak sallama hareketleri göze çarpmaktadır.

Bunların her birinin yakından izlenmesi çok önemli. 

 

Paylaş