Saraçoğlu’ndan İnce’ye

Saraçoğlu’ndan İnce’ye

Kültür Edebiyat

 İnsanlar kolay değişmiyor.Çocukluktan gençliğe, gençlikten olgunluğa ve buradan da yaşlılığa doğru evrilen insan bu merhaleleri bedenen yani fiziken geçiyor ama zihnen kolay kolay değişip olgunlaşmıyor.Hani bizim Anadolu’nun meşhur tabiri var ya insan yedisinde neyse, yetmişinde de odur.

 Bir ara, Fetö, bazı mankurtlarının ellerinde kalan işe yaramaz evrak fotokopilerini Kılıçdaroğlu’na postalattırıyor, o da sağına soluna, doğruluğuna yanlışlığına bakmadan, nasıl olsa kaynak sağlamdır noktasından hareketle veya çamur atalım da izi her halükârda kalır saikiyle Meclis kürsüsünden “yeri yerinden oynatacak “kâğıtlar sallıyordu ya ben bunu, biraz da, Kılıçdaroğlu’nun kullanılmaya müsait olduğuna bağlıyordum.
Fakat, Muharrem İnce de meydanlara çıkınca anladım ki, iftira atmak, kâğıt sallamak, parmak uzatmak, araştırma zahmetine katlanmadan, altından kalkamayacağı iddialarda bulunmak bunların genlerinde var.
Muharrem İnce büyük laflar ediyor.
Olmayacak vaadlerde bulunuyor.
Farkındayız, Cumhurbaşkanı olma gibi bir düşüncesi yok ama CHP’nin gelecekte ki muhtemel Genel Başkanı edasıyla ve umuduyla konuşuyor.
Partililere “bakın ileride beni Genel Başkan yaparsanız böylesine de cevval bir adamım” demeye çalışıyor.
Ne var ki, onun attıkları da, mevcut Genel Başkanınkilerden farkı yok.
Zorlama.
Ütopik.
Reel hayatta karşılığı olmayan.
Asılsız.
Ve bir o kadar da fantezi sayılabilecek konuşmalar yapıyor meydanlarda.
Son olarak İnce, Amerika’dan Fetö’yü isteme konusunda Türkiye Cumhuriyeti Devletinin usulüne uygun davranmadığını ileri sürdü.
Belli ki bu cevval arkadaşı birileri işletiyor.
Açıkçası ben, Kılıçdaroğlu ekibinden şüpheliyim.
Hani; “çıkmışsın yenmiş, çıkmışsın yenmiş..” diyordu ya Kılıçdaroğlu’na, adamlar bunu onun yanına koyacak değiller ya !
Daha meydanlara çıkar çıkmaz madara olmasını ve böylece ileride CHP’ye Genel Başkan olma gibi bir iddiasının da tamamen ortadan kalkmasını istiyor olabilirler.
Muharrem “Başkan“ geçenlerde de dinden , imandan bahs ediyordu.
Tabi mutlu olduk ama, geçmişte namaz kılmak üzere tatbikat Camii’ne götürülen çocukları ve onların öğretmenlerini hedef alan dilekçesi ortaya çıkınca şimdilik sustu.
Aslında hepimiz biliyoruz ki, din diyanet konularında, ne yaparsanız yapın, ne söylerseniz söyleyin hakikatte CHP değişmedi, değişmeyecek.
Geçenlerde arşivimi karıştırırken rahmetli Üstadın Büyük Doğu Mecmuasından birinde gördüm ve bir kere daha bütün kalbimle inandım ki; “CHP değişmez.
Noktasına, virgülüne dokunmadan Üstad Necip Fazıl’ın takdimiyle birlikte aynen paylaşıyorum.
“Saraçoğlu kabinesinin ilk günlerinde, 24. 7. 1942 tarihli ve 651 numara ile, üstünde mahrem işareti olarak üç adet kırmızı ay bulunan aşağıdaki telgraf, bütün gazetelere tebliğ edildi. Buna sebep, o zamanlar Necip Fazıl’ın Son Telgraf Gazetesinde, “Ahlakımız” isimli bir seri yazıya başlaması oldu. İster dine aleyhtar, ister lehdar, yeryüzünde  “din ve ahlaktan bahsetmek yasaktır “ sözünü söyleyebilmiş ilk hükümet , işbu Saraçoğlu kabinesidir. İşte aynen telgraf :
“ Gazetelerimizin son günlerdeki neşriyatı arasında dinden bahis bazı yazı, mütalaa,ima ve temennilere rastlanmaktadır.
Bundan sonra Din mevzuu üzerinde gerek tarihi, gerek temsili ve gerek mütalaa kabilinden olan her türlü makale, bend, fıkra ve tefrikaların neşrinden tevakki edilmesi ve başlamış bu gibi tefrikaların en çok on gün zarfında nihayetlendirilmesi rica olunur. “
BAŞVEKÂLET
MATBUAT UMUM MÜDÜRLÜĞÜ

Ne demiştik?
Başkan olma hevesiyle meydanlara çıktıktan sonra dinden, diyanetten bahsetmek gerçekten çok ironik ve riyakarca duruyor.
Zorlamaya gerek yok.
Ayrıca böyle olduğu, Meclis kayıtlarında da sabit.
İçi boşalmış muhafazakar takviyelerinizi ise ne tabanınız yutuyor, ne
de biz.


 

Ferman Karaçam - Haber 7 

 

fermankaracam@gmail.com 

fermankaracam@twitter.com 

twitter.com/fermankaracam 

facebook.com/fermankaracam

 


 

Paylaş