Bunlar Lanetten Anlamıyor, Sayın Bakanlar

Bunlar Lanetten Anlamıyor, Sayın Bakanlar

Kültür Edebiyat

Son bakanlar kurulu toplantısının ardından, önceki gün hükümet sözcüsü Bekir Bozdağ, kurulda görüşülen ve yakında Meclis’e sevk edilecek yasa tasarılarını açıkladı. 

Bunlar arasında önemli gördüğüm, “çocuk istismarı” ve “hayvanları koruma kanunu” da vardı.

Çocuk istismarı konusunda düşünülenler ve verilecek cezalar belli ki enine boyuna görüşülmüş ve son derece detaylandırılmış. 

Fakat Hayvanları koruma konusunda yapılması düşünülenleri açıkçası yeterli görmedim.

Bir defa bu konu çok geciktirildi.

Hayvanlar, “hayvandan aşağı” derekeye düşmüş olan ve sadece adı “insan” olan mahlûklar tarafından inanılması güç işkence ve katliamlara maruz kaldı son yıllarda. 

Mesela; 

Hayvanı aç susuz bırakarak ölüme terk etmek.

Dayak atarak öldürmek.

Hayvanın üstüne benzin döküp, ateş vererek yakmak.

Tren raylarına bağlayarak, trene parçalattırmak... ve daha buna benzer, insanı insandan, insanı kendinden iğrendirecek yüzlerce insanlık dışı yöntemle hayvanları öldürmek.

Şimdi bunları yapan suçlular, idari para cezasıyla yani kabahatler kanununa göre değil, ceza yasasına göre hapisle cezalandırılacak. 

Son açıklamada Bakan Bey detay vermedi ama önceden bildiğimiz şekliyle cezaların alt sınırı 4,5 aydan başlayıp 11,5 yıla kadar olacakmış.

İşte, sorun da burada çünkü; alt sınır 4,5 ay olunca ceza ya erteleniyor ya da para cezasına çarptırılabiliyor. Cezanın alt sınırı en az 2 yıl olursa bu işlemler yapılamıyor, suçlu cezasını hapis olarak çekiyor.

İşte bu sebeple, yukarıda yeterli bulmadığımı söyledim.

Umarım Meclis’te görüşülürken bu yönde bir değişiklik yapılır.

Ayrıca, bu konu çok geç ele alındı ve ciddi mağduriyetler oluştu, halbuki bizim dinimiz hayvan hakları konusunda ciddi manada titizlik göstermiştir.

Değerli ilim adamlarımızdan M.Ü, İlahiyat Fakültesi, E.Öğretim Üyesi ve İSAM Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr Ahmet Özel, “Hz. Muhammed’in Önderliğinde Siyaset ve İş Hayatı” adlı çalışmasında bu konuya da yer vermiş ve bakın o, alemlere rahmet olan Peygamberimiz(as) , bir hayvanın yüzüne damga vuran birine nasıl öfkelenmiş. 

“İbn Abbas’dan: Allah Resul’ü, yüzüne damga vurulan bir merkebe rastladı.

Bunun üzerine şöyle buyurdu: ‘Allah, bu hayvanın yüzünü dağlayana lanet etsin”. 

Peygamberimiz (as), hayvanın yüzüne damga vurana bir defa lanet etmişse, hayvanı yakanı, tren raylarında parçalattıranları binlerce defa lanetlemiştir.

Özel, kitabının 116-118. Sayfalarında delilleriyle birlikte konuyla ilgili sunduğu açıklamalara devam ediyor:

“...Hayvanlara güçleri üstünde yük yüklenemez, yüzlerine vurulamaz, sırtları kürsü edinilmez, boyunlarına zil takılmaz ve gündüz dinlendirilmeleri durumu hariç gece kullanılamazlar. Bir hayvanı yemsiz şekilde bağlayıp kendi kendisine otlama ve yayılmadan alıkoymak haramdır”. 

“Hz. Ömer, posta istasyon görevlisine, hiç bir hayvana ağır gem takımı vurulmaması ve ucuna demir takılı değnekle dürtülmemesi hususunda talimat yazdı.

Ömer, Mısır’da Hayyân’a ayrıca şunları yazdı: Duyduğuma göre Mısır’da nakil develeri varmış ve bunlardan bir deveye 1000 rıtıl yükleniyormuş. (Bir rıtıl yaklaşık 2,5 litre) sana bu yazım ulaştığında, deveye 600 rıtıldan fazla yük yüklendiğini duymayayım”. 

Hz. Ömer, bir deveye yüklenen dört yüz birimlik fazla yük için o şahsı ya da şahısları nasıl tehdit ediyor, Allah’ın Resul’ü damga için nasıl lanetliyor görüyorsunuz.

Bir de bizim şu halimize bakın.

Bütün iplerin ucunu öyle bir koy verdik ki, elimizde ne ölçü kaldı, ne de tutunacağımız bir ip kaldı. 

Geçenlerde bir dostum aradı.

Uzun zamandır görüşmüyorduk, hâl hatır sordu.

Nerelerdesin görünmüyorsun, dedim. 

“Samsun’un bir köyüne yerleştim, hayvanlarla uğraşıyorum. İnsanları tanıdıkça insanlardan soğudum, hayvanları tanıdıkça, hayvanlara yaklaştım, artık insanla iş yapmam kardeş” dedi.

Bakın Doğu Guta ’ya, bakın Gazze’ye, bakın sokaklara, o bebekleri zehirleyenlere, parçalayanlara, o hayvanları diri diri yakanlara biz, “insan” demiyor muyuz ?

Binlerce kez lanet olsun sizin insanlığınıza.

Ama bunlar lanetten anlamıyor, bunlara yani; tacizcilere, hayvan katillerine, kafayı çekip direksiyon başına geçenlere, uyuşturucu baronlarına, satıcılarına, sokak magandalarına, emek hırsızlarına, TEM teröristlerine, doğayı kirletenlere...bunlara ceza verin, ceza.

Bunlar yasağı, haramı, laneti bilmiyor.

TBMM, ceza kanunlarını yeniden ele almalı ve toplumun daha fazla kirlenmesine sebep olan, ceza yerine cesaret veren yasaları arttırmalı.

Lanet olasıcaların anlayacağı dil bu: caydırıcı ceza. 

Ferman Karaçam - Haber 7 

fermankaracam@gmail.com 

fermankaracam@twitter.com 

twitter.com/fermankaracam 

facebook.com/fermankaracam 


 

Paylaş