Krizler, Yeni Birlikteliklerin Kapısını Açar mı ?

Krizler, Yeni Birlikteliklerin Kapısını Açar mı ?

Kültür Edebiyat

Bir yandan fizik alemde düşe kalka yol alıyoruz ama bir yandan da kader ağlarını örüyor, metafizik alemin merdiven basamaklarında ilerliyoruz.

Hani, "Allah'ın (cc) da bir hesabı vardır..." diye başlayan Ayet-i Kerimeyi sık sık tekrarlarız ya, işte öyle bir sürecin kapısından ağır ağır girmeye başlıyoruz sanki.

Amerika Birleşik Devletleri sinsice başlattığı şeytani planlarını uygulamayı sürdürdükçe, sinsilik de ete kemiğe bürünüp,  şeytanilik ayan beyan ortaya çıkıyor.

Suriye'de DEAŞ'ı ortadan kaldıracağını bütün dünyaya ilan eden ve bunun için uyduruk bir koalisyon kuran ABD, hiç bir açıklama yapma gereği duymadan DEAŞ'ın yerine, bütün Ortadoğu'da dengeleri alt üst edecek oluşumlar peşinde.

Akdeniz'den Basra'ya, Kerkük'e kadar uzanacak; Türkiye, İran ve Irak'ı yakından ilgilendiren bir bölgeyi kapsayacak şekilde yeni bir devletin temellerini atıyor.

İngiltere İsrail'i bir ur gibi Ortadoğu'ya yerleştirdi. 

Ve ardından, elindeki güç ve imkanları kullanarak pervasızca, Filistin'in topraklarını adım adım yok eden İsrail'i, nükleer bir güç haline getiren  ve nihayet İsrail'in hayalindeki büyük İsrail planını uygulayan ABD, aynı zamanda halkı Müslüman olan ülkelerin bir çoğunda giderek biriken bir tepki oluşturdu.

Bu tepki, çok yavaştan da olsa bir başka beraberliklerin temelini oluşturuyor. 

Bu temellerin atılmasında Türkiye'nin olağanüstü çabaları var.

Türkiye ve AK PARTİ 15 yıldan beri içerideki kronik problemleri, sabırla ve yavaş yavaş çözdüğü gibi, aynı şekilde dışarıda da neredeyse bir asırdan beri ticari, ekonomik, kültürel ilişkilerimizin tamamen koptuğu Müslüman Ülkelerle bu ilişkileri yeniden kuruyor. 

Müteahhitlik alanında tüm Ortadoğu ve Körfez Ülkeleri ile çok sıkı ve giderek güçlenen bağlar oluştu.

Bir yandan Türkiye'de, diğer yandan söz konusu ülkelerde önemli yatırımlar oluyor.

Katar Emiri Ağustos ve Eylül aylarında iki defa üst üste Türkiye'yi ziyaret etti.

Körfez krizinin yanında son yıllarda katlanarak büyüyen ticari ilişkiler de gözden geçirildi.

Eylül ayının ortalarında Kuveyt Başbakanı Türkiye'yi ziyaret etti.

Bu ziyarette sessiz sedasız ama önemli sayılabilecek altı yeni anlaşma imzalandı.

Bu anlaşmalar maliye, iletişim, güvenlik, sivil havacılık, gençlik ve ekonomi alanlarını kapsıyor.

Kuveyt Başbakanı el-Sabah ve Başbakan Binali Yıldırım'ın birlikte imzaladıkları bu anlaşmaların yapıldığı sırada ayrıca Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Başbakanlık Müsteşarı Fuat Oktay, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ve Savunma Sanayi Müsteşarı İsmail Demir bulundu.

Uzun zamandır farklı bloklarda yer alan bölgenin iki güçlü ülkesi İran ve Türkiye, Kuzey Irak'ta ki Barzani'nin referandum çıkışından sonra bir araya geldiler ve kendiliğinden; Türkiye, İran, Irak, Şam yönetimi, Pakistan, Kuveyt, Katar ve ağır aksak da olsa Mısır Ortadoğu'da ki dengeleri alt üst edecek yeni ABD destekli İsrail planını fark ettiler ve bu oluşuma karşı çıktılar. 

Şimdilik çok yavaş, suni gibi görünen ve biraz da şartların zorlamasıyla oluşan bu blok umuyorum ki kaderin rehberliğinde ilerleyip ağlarını örsün ve hep beklenen, hep beklediğimiz o büyük birlikteliğin temelini oluştursunlar.

Neden olmasın? 

muhatabı olduğumuz bunca kriz, belki de sabaha en yakın olduğumuz karanlık yani fecr-i kâzip'tir. 

 

Ferman KARAÇAM

fermankaracam@gmail.com

fermankaracam@twitter.com

https://twitter.com/fermankaracam

facebook.com/ferman.karacam


 

Paylaş