Biz Kaygılı Değiliz Bay Dunford

Biz Kaygılı Değiliz Bay Dunford

Kültür Edebiyat

 Türkiye'nin Rusya'dan, S-400 füze sistemleri alacağını en yetkili ağızlardan açıklamasının ardından, Amerika'nın Genelkurmay Başkanı geçenlerde "kaygılı" olduklarını açıkladı.

 Bu konu her açıdan uzun uzun tahlil edilmeğe değer bir konu.

Türkiye, NATO müttefiki olduğundan bu yana ilk kez, NATO geleneksel çizgisinin dışına çıkarak, kendi savunmasını bağımsız ve güçlü bir şekilde oluşturmak için adım atıyor.

Üstelik NATO'nun varlığına sebep olan ve yıllarca VARŞOVA paktının başını çeken bir ülkeden, Rusya'dan silah alarak.

Bay Dunford'un ve özellikle Amerika yönetiminde etkili olan çevrelerin bu mesele üzerinde durması ve "kaygı"lanmasını da Türkiye'yi yönetenler ve Türkiye'de yaşayan, Türkiye vatandaşları olarak bizler doğrusu pek anlayamadık.

Çünkü bu "kaygı" kelimesi eğer bizim adımıza bir kaygı ise yani Amerika Bileşik Devletleri müttefikimiz olarak bizim adımıza bir kaygı taşıyorsa bunu daha açık söyleyebilir.

Öyle ya 1949 yılından bu tarafa NATO'nun karşısında olmuş Rusya, bir NATO ülkesine yani Türkiye'ye çok önemli bir füze sistemi satıyor.

Türkiye'nin güvenliğinden söz ediyoruz.

Türkiyenin güvenliği doğal olarak ABD'yi de aynı paktın bir başka üyesi olarak yakından ilgilendirir.

Bu durumda ABD bizim adımıza kaygı duyduğunu ifade etmeye çalışmış olabilir.

Ama hayır, durum böyle değil çünkü, ABD Savunma Bakanı Jim Mattis de yine aynı konu üzerine bir entegrasyondan söz ediyor.

Türkiye'nin aldığı veya alacağı S-400 füze sisteminin NATO sistemleri ile uyumlu olamayacağı için ciddi sorunlar yaşanacağını ifade ediyor.

Peki, entegrasyon meselesi Amerika açısından bir "kaygı" oluşturabilir mi ?

Oluşturamaz.

Neden mi ?

Çünkü, bu sistemlerin aynısı veya benzerinden Yunanistan'da da var.

Yunanistan NATO üyesi değil mi ? 

Evet.

Öyle ise Yunanistan'ın bu sistemlere sahip olması ABD'yi niçin ilgilendirmedi ki tek kelime etmedi bu konuda ?

Sadece Yunanistan'da mı var bu sistemler ?

Elbette hayır.

Bulgaristan'da ve başka bazı NATO üyesi Balkan ülkelerinde de var.

Acaba o ülkelerdeki bu S-400 sistemleri veya benzeri sistemler, NATO sistemleri ile entegrasyon sorunu çıkamıyor mu?

Bu soruların cevabı ABD'nin kaygılarını anlamsız kılıyor. 

Öyle ise şimdi o önemli soruları sıralayalım: Rusya'dan alınması söz konusu olan 30 kilometre üst irtifaya, 400 kilometre menzile sahip olan bu füze sistemleri ABD yönetimini neden kaygılandırıyor,

ayrıca, diğer ülkeler için gösterilmeyen bu kaygı neden Türkiye'ye gösteriliyor, yoksa olayın, bizim bilemediğimiz başka boyutları mı var ?

ABD'nin bu sorulara cevap vermesi lazım.

Öyle bir süreçte yaşıyoruz ki herkes kartlarını açık oynuyor.

"Sözü yormanın" , yolun altına üstüne düşmenin, topu taca atmanın hiçbir anlamı ve gereği yok.

Eğer bunları yapıyorsanız, sizin mutlaka gizli bir ajandanız vardır.

Yahut gizli ajandası olanların emellerine hizmet ediyor ve fakat amacınızı şimdilik gizliyorsunuz.

Ama siz ne kadar gizlerseniz gizleyin, karşınızdaki herkes bunu artık çok iyi anlıyor.

Hele hele Türkiye'nin bunu anlamaması mümkün değil.

Türkiye'nin Amerika ile ilgili düşünceleri netleşmiştir; Amerika artık Türkiye'ye dostluk yapmıyor.

Türkiye'nin bekası ile ilgili tüm meselelerde ABD, Türkiye'nin karşısında yer almaktadır.

Türkiye'nin geleceğine kasteden FETÖ'yü, PKK'yı, PYD ve YPG'yi alıp koynunda besleyen, sürekli silahlandıran bir müttefik'in artık müttefikliğinden değil, bize karşı sinsice planlarından söz edebiliriz.

Öyle ise siz kaygılanın bay Dunford çünkü, biz kaygılı değiliz, her şeyi görüyoruz ve dikkatliyiz.

 

 

Ferman Karaçam - Haber 7 

 

fermankaracam@gmail.com 

fermankaracam@twitter.com 

twitter.com/fermankaracam 

facebook.com/fermankaracam 

 

Paylaş