TARİHİMİZİN EN AĞIR "EVET"i
Böyle bir ihtimal asla yok ya, var sayalım ki, nisan ayında yapılacak olan referandumda halk, bu anayasa teklifine "hayır" oyu verdi.
Peki bu ülkede ne değişecek?
Hiçbir şey değişmeyecek.
Recep Tayyip Erdoğan ve bizler Hakkın rahmetine kavuştuktan sonra olacaklara bakalım;
Yeni Güneş Motel'ler yaşanacak yani yüklü parayı gören veya bakanlık vadedilen vekil partisini değiştirecek.
Hangi partiye kaç milletvekili gerekiyor iktidar olması için,
onbir vekil mi ?
Her bir vekile ev, araba, bakanlık ve kamyon dolusu para verilecek.
Sadece bu kadar mı ?
Elbette hayır.
Yedi sülalesine iş ve çeşitli devlet imkanları verilip seçildiği partiden koparılacak ve iktidara getirilecek olan partiye transfer edilecek.
Bir yandan devletin imkanları, öte yandan parası gani, gözü açık, devletin imkân ve ihaleleriyle zengin olmuş iş adamları, parasını verip transfer yaptığı yani satın aldığı vekilin, bakan olmasını sağlayacak ve bu çakal sürüleri, o bakana ya da bakanlara istediğini yaptıracak.
Olmadı mı?
Tüncay Mataracıları ne çabuk unuttuk ? üstelik transfer edilen o vekiller, o zamanın Adalet Partisinden ayırılıp, Ecevit'in Cumhuriyet Halk Partisine yani şu anda bu Anayasa teklifine şiddetle karşı çıkan Kılıçdaroğlu’nun partisine transfer edildi.
Gene öyle olsun istiyor CHP.
Parayı, devleti soymak üzere kuyrukta bekleyen iş adamları ödesin, vekil transfer etsinler bilmem hangi partiden ve sonra CHP iktidara gelsin.
Kim buna karşı çıkacak?
Gözünü koltuğa diken Başbakan adayı mı, hiçbir sorumluluğu olmayan Cumhurbaşkanı mı, yasalar mı, kim,
Kimler engelleyecek bu transferleri ?
Hiç kimse.
Bir tek Allah'ın kulu sesini çıkarmayacak.
Alan memnun, satan memnun hükümet kurulacak.
Ve devletten geçinmeli akbabalar ile, etkili gazetenin yayın yönetmenleri, yıllardır yaptıkları gibi, bakanlıklarda iş takibi yapacak, yazdığı gazetenin köşesinden de Başbakan'a, bakanlara, hükümete ayar verecek, parmak sallayacak.
Böyle olmadı mı yıllarca?
Bu ülke, yıllarca böyle yönetilmedi mi?
Partilere gizli açık kaynak aktaran iş dünyasının akbabaları, sırtlanları, çakalları hem partileri, hem hükümet edenleri, hem emekli subayları satın alıp ihaleleri yönlendirmediler mi?
Hatta bu ülkede kuvvet komutanı olmuş generaller yolsuzluktan dolayı yargılanıp hapiste yatmadı mı ?
Eğer, Cumhuriyet tarihinin bazı ulaştırma bakanları satılmamış olsaydı bugün, Türkiye'nin çoğu ilçesi bile demiryolu ağları ile birbirine bağlanacaktı ve biz muhtemelen domatesi bugün, çok daha ucuza yiyecektik.
Demir yolu yaptırmadılar bu ülkede hainler.
Neden mi?
Çünkü, bakanı satın alan iş adamı kılıklı akbaba, kara yolu ihalesini de aldı, sonra karayolu üzerine benzin istasyonlarını kurdu, marketlerini, restoranlarını kurdu.
Transfer için ödediği paranın yüzlerce katını geri aldı yani.
Ve çark böyle işledi yıllardır.
Oysa demir yolunu devlet işletecekti ve Akhisar'dan, Kırkağaç'tan, İzmir'den, Manisa'dan..; Domatesi, Kavunu, Karpuzu ...tarladan, üreticinin elinden alıp, ambarlara doldurup, Anadolu'nun diğer şehirlerine ulaştıracaktı.
Yapmıyorlar mı?
Gidin bakın, Hollanda nasıl yapıyor bu işi.
Ama CHP bunu istemiyor çünkü, CHP'nin zengini devlet beslemeli zengindir, yerleşmişlerdir memleketimin sahillerine, alıştıklarından geri kalmak istemiyorlar.
Erdoğan'ın bir şekilde gitmesini bekliyorlar, halkı iliklerine kadar sömürmek üzere kurulmuş ve "parlamenter sistem" dedikleri çarkı yeniden çevirmeye başlayacaklar.
Hayır efendim.
Bu millet artık tanıyor vampirleri.
Bu millet artık tanıyor akbabaları.
Bu millet artık tanıyor, yıllarca sırtına yapışıp iliklerine kadar kanını emen keneleri.
Bu millet artık " Fırıldak Kubiler'in " ve bir trilyon ikiyüz bin liralık telefon parasını millete ödeten, ahlak fukarası kişilerin partilerine kendi yönetimini teslim etmeyecek.
Ve en önemlisi, bu ağır evet'in, bir cümle ile özeti şudur; artık bu evet'ten sonra bu ülkede, milletin büyük çoğunluğunun değerlerini taşımayan hiç kimse yani Ahmet Necdet Sezer gibi birisi bu milleti yönetemeyecek, millet kendi benzerini iktidara getirecek.
Bunun içindir ki bu evet, bu milletin tarihindeki en anlamlı ve " en ağır" EVET olacaktır.
Ferman Karaçam - Haber 7
