KATİLLERİN YULARINI KİMLER TUTUYOR?

KATİLLERİN YULARINI KİMLER TUTUYOR?

Kültür Edebiyat

 Türkiye'ye karşı, tarihte benzeri ender görülen kahpe bir savaş sürdürülüyor.  Bu süreçte en tehlikeli olanı; içerimizde beslenen vatansızların, kimliksizlerin ve kanı bozukların homurtularıyla birlikte cesaretlenen öncü kuvvetlerin de mevzilerini almaya çalışıyor olmasıdır.  

 Farklı mezhep, farklı yaşantı biçimi, farklı ırk faylarını tetikleyecek, sinir uçlarını harekete geçirecek eski hesap ve planların daha etkin, daha organize ve daha acımasız olanlarını uygulamaya başlıyorlar, başladılar.

 

Önce şu homurdananlara bir bakalım;

güya Diyanet'in Hutbesini sebep göstererek katil sürülerinin beslendiği kaynakları hedefe koymaya çalışan bazı "vatansız" kalemler. Kulaklarınızı iyi açın zavallılar, eğer bu gemi batarsa sulara ilk gömülen sizler olacaksınız. Sizin için kurtarma botlarını hazır tutanların ne kadar yalancı ve sahtekar olduklarını biz, sizden daha iyi biliyoruz.

Sizi sadece homurdanasınız diye besliyorlar, hepsi bu kadar.

Siz daha fazlasına değecek kadar para etmezsiniz ve vermezler.

Bu gemiyi aşındırmayın, kendinize gelin.

İkinci sözüm, yaşam tarzı üzerinden katil sevici olanlaradır; kim olursanız olun, bilesiniz ki, hayatı veren, kimin nasıl yaşayacağını hepimizden daha iyi bilir, eğer birilerine hayat verilmişse, o hayat onu ve ona o hayatı vereni yani Yaratıcıyı ilgilendirir. Kim nasıl isterse öyle yaşar ve daha sonra da bedelini öder.

Müstevlilerin amaçlarına hizmet edecek gafilce cümlelerinizi toprağa gömün. Ayrıca, bu kadar gafil olmanın hoş görülecek bir tarafı yok ve bu kadar gafletin öteki adı hainliktir.

Tıpkı Çanakkale'de olduğu gibi, yeri göğü başımıza yıkmaya çalışan iç ve dış düşmanların değirmenine su taşıyacak yazıların sahipleri kim olursa olsun bilsinler ki, bu ülkenin ve bu milletin düşmanları ile aynı saftadırlar. Bu kişiler ve mahfiller ister laik, ister islamcı, ister Kürt, ister Alevi, ister Türk olsun, ister işçi temsilcisi, ister işveren temsilcisi, sendikacı, siyasetçi kim olursa olsun hiç bir şey değişmez.

Türkiye baştan sona topyekün düşman saldırısına maruz iken herkesin uyanık olması şarttır.

Bu Vatan toprakları üzerinde yaşayan herhangi bir ferdin gaflet içinde olmak gibi bir lüksü olamaz. Çünkü açıkça, Vatanımız, milletimiz, inancımız, istikbalimiz, istiklalimiz tehlike altındadır. Başta bütün partilerde siyaset yapanlar olmak üzere; laik, antilaik, Kürt, Türk, Alevi, Sünni, İslamcı, Ateist....kim ve ne olursanız olun eğer, bu ülkenin vatandaşıysanız uyanık olmaya mecbur değil, mahkûmsunuz.

 

Bir de, bu ortamda, hala siyasetin hamasetine yaslanarak, hiç yüzü kızarmadan istihbaratta, emniyette zaafiyet arayanlar yok mu, insan söyleyeceklerini bir kaç defa yutkunup duruyor.

İyi de arkadaşlar,

siz ve sizin zihniyetiniz değil miydi 80 yıl bu ülkenin Milli İstihbaratını CIA' nin bir şubesi gibi çalıştırıp, bununla da öğünenler !!

Şimdi ise 7 dakikada, 39 can alıp, 65 insanı yaralayan o profesyonel katil de, 80 yıl boyunca şubesi olarak övündüğünüz CIA'nin eseri.

PKK'yı Kandil'e kimin, kimlerin yerleştirip eğittiğini de hepimiz biliyoruz, öyle değil mi?

 

Bugün karşı karşıya bulunduğumuz şartları anlamaya çalışın, eğer anlamakta zorlanıyorsanız ben söyleyeyim; hiç şüpheniz olmasın ki bugün Türkiye'nin başına gelenler, Kurtuluş Savaşının ve Çanakkale Savaşının devamıdır.

Yani topyekün küffar, topyekün İslam Alemine ve o alemin en dişlisi olan Türkiye'ye karşı savaş halindedir.

Tek fark; o zaman küffar ve onun amiral gemisi konumunda olan İngiltereydi ve savaş açıkça meydanlarda yapılıyordu.

Şimdi ise, küffar aleminin amiral gemisi Amerika'dır ve savaş kalleşçe, kahpece yapılıyor.

Ne kadar kahpe olursanız olun, ne kadar kalleş ve alçakça savaşırsanız savaşın, parmak izlerinizin sizi ele vermesinden kurtulamıyorsunuz. 

Güney'imizde İsrail'in kan kardeşi, hamisi ve koruyucusu bir devletin alt yapısını örgütlüyorsunuz.

Şimdilik İran'ı da ikna ettiniz ama henüz İran, Hizbullahın boşaltarak Suriye'ye gönderdiği yerlerde ve Ürdün'de , Lübnan'da neler olacağının farkında değil. Belki de farkındadır, Irak ve Suriye'nin karşılığında buna razı edilmiştir.

Fakat Türkiye, en ince ayrıntısına kadar herşeyin farkındadır.

Türkiye'yi teslim alamayacaksınız.

Çanakkale'nin öcünü almak için beslediğiniz ve yularını tuttuğunuz katiller de siz de bilesiniz ki; Aynen Çanakkale gibi olacak ve asla size geçit vermeyeceğiz.

Bu sefer sizi sadece Ege'nin değil, etrafımızdaki bütün denizlerin derin sularında boğacağız, göreceksiniz.

 

Ferman Karaçam - Haber 7 

 

fermankaracam@gmail.com 

fermankaracam@twitter.com 

twitter.com/fermankaracam 

facebook.com/fermankaracam 

 

 

Paylaş