Sayın Bakanlar Bu Faciayı Durdurun

Sayın Bakanlar Bu Faciayı Durdurun

Kültür Edebiyat

Bu konuyu birçok kimse yazdı. Haber7.com'dan Sayın Ersan Şen Hoca ve konunun içinde olan ve bu vahim gidişten dolayı içi yanan sevgili Mehtap Kayaoğlu da yazdı.

Bu konuyu birçok kimse yazdı.

Haber7.com'dan Sayın Ersan Şen Hoca ve konunun içinde olan ve bu vahim gidişten dolayı içi yanan sevgili Mehtap Kayaoğlu da yazdı.

Konu hem çok önemli hem de aciliyeti olan bir konu, bu sebeple; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Ayşenur İslam, Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ ve İç İşleri Bakanı Sayın Efkan Ala'yı bu faciayı derhal ele almaya davet ediyorum.

Facianın adı, Bonzai.

Bugüne kadar adını duyduğumuz; Esrar, Eroin, Kokain, Morfin, Baz Morfin... gibi uyuşturucu çeşitlerini unutalım.

Yepyeni bir zehirle karşı karşıyayız; yeni, etkili, ucuz, pratik, yaygın.

Gençler bu illeti tedarik ederken yoğun bir biçimde sosyal ağları kullanıyorlar ama esas mesele; Zehir Baronlarının, tüm dünya genelinde taktik değiştirmelerinden kaynaklanıyor.

Şöyle ki; son yıllarda uyuşturucu piyasasına çok sayıda yeni baron girdi ve bu sebeple uyuşturucu piyasasında ciddi daralmalar yaşandı yani kârlılık oranları düştü.

Bu durum Baronları, uyuşturucuda ürün çeşitliliğine ve geniş kitlelere ulaşıp kâr marjını daha yukarılara çekmeğe itti.

Şöyle örnekleyelim; diyelim ki Uyuşturucu Baronu Kokain satarak Etilerde, Nişantaşı'nda 500 kişiye ulaşıp 50 bin TL kazanıyorsa; Bağcılar'da, Sultanbeyli'de veya Bursa'da, Adana'da 5 bin kişiye Bonzai satarak 200 bin TL kazanmayı hedefliyor.

Bu sebeple, uzmanlara göre Türkiye'de,2010 yılında ortaya çıkan ve 2011 yılında birkaç kişide tespit edilen Bonzai, iki yıl içerisinde yüzde 300 oranında artış göstermiştir.

Uyuşturucu konusunu ele alırken elbette hepimizin aklına, uyarıcı ve uyuşturucu maddelerde işlenen suçların cezalarının yeterli olup olmadığı gelmektedir. Belki de en çok değişiklik yaptığımız kanunlar, uyuşturucu ile ilgili yapılan kanunlardır. Ama ne hikmetse, ceza artırımlarında hiç de caydırıcı nitelikte artışlar olmuyor.

En son 6545 sayılı kanunu çıkardık, uyuşturucu ve uyarıcıların suçlarında cezaları eskiye göre arttırdık ve bu kanun 28 Haziran 2014'te yürürlüğe girdi.

Peki, sadra şifa oldu mu?

Olmadı.

Olsaydı Bonzai ölümleri son günlerde kitlesel boyut kazanmazdı.

Aceba bu ceza artışlarını yaparken bir taraftan da, AB'ye uyumu mu kolluyoruz?

Eğer gerçekten uyumu kolluyorsak büyük bir hata yapıyoruz.

Zira Avrupa'nın uyuşturucuya karşı tutumunu biliyoruz.

Ayrıca, Onların tuzu kuru, Kokain varken Avrupa'da kim bakar Bonzai'nin yüzüne?

Olsa olsa Avrupa'da da kenar semtlerde ki Asya ve ya Afrika kökenlilerin canı yanıyordur.

Bonzai daha çok fakir fukaranın çocuklarını öldürüyor.

Sadece Türkiye'de mi?

Elbette hayır.

Şu sıralarda Bonzai'nin birebir benzeri olan Paco adındaki zehir de Arjantin, Kolambiya, Meksika gibi Latin Amerika Ülkelerini ve hemen hemen Afrika'nın tamamını kasıp kavuruyor.

Paco'nun da Bonzai gibi hammaddesi aynı; sentetik madde,cam,halojen,kokain hazırlanırken ortaya çıkan artıklar ve bazı bitkiler'den karıştırılarak yapılıyor.

Türkiye'nin gerek uyuşturucu suçlarına verilecek cezalarda gerekse, alınacak diğer tedbirler konusunda yepyeni bir bakış açısına ihtiyacı var.

Ülkemiz Hindistan, Pakistan, Afganistan, İran gibi ülkelerden gelen uyuşturucu güzergahında köprü durumundadır.

Bir taraftan PKK'nın da, uyuşturucu işini Güneydoğu'ya bulaştırdığını görüyoruz.

Öte yandan son yıllarda artan boşanmalar ve hala göç alan Büyükşehirler uyuşturucu konusunun bizim ülkemiz için giderek önemle, aciliyetle ve köklü bir şekilde ele alınmasını zorunlu kılmaktadır.

Birkaç gün önce TÜİK, uyuşturucu kullanan gençlerin sayısında büyük bir artış yaşandığını ayrıca, kullanım yaşının 11'e düştüğünü tespit eden bir rapor yayınladı.

Fakat TÜİK'in söz konusu raporu 2012-2013 yıllarına ait.

Oysa İç işleri Bakanlığının, Sağlık Bakanlığı’nın, bazı özel kliniklerin, Rehabilitasyon Merkezlerinin, AMATEM Kliniklerinin verileri 2014 yılının ilk 6 ayında özellikle Bonzai kullanımının patlama yaptığını, neredeyse kitlesel ölümler yaşandığını ve kullanım yaşının 9'lara indiğini haber veriyor.

Bütün bunlar bize, büyük bir afetle karşı karşıya olduğumuzu söylemektedir.

Yakında okulların açılacağını da düşünürsek konunun aciliyeti daha iyi anlaşılmaktadır.

Öte yandan Yeşilay'ın özellikle, Bonzai konusunda farkındalık oluşturmak için büyük gayretler sarfettiğini görmekteyiz.

Geçenlerde, uyuşturucu ile adı çıkmış ünlülerin haber yapılmaması için Medya'ya çağrı yapmış ve bilhassa Deniz Seki gibi hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı olanları medya'nın silmesi gerektiğini söylemişti.

Yeşilay Başkanı Sevgili Dostum İhsan Karaman, sizin sözünü ettiğiniz o ünlülerden uyuşturucuya adı karışıp, Narkotik Şubesine uğrayanların listesini yapsam buradan köye yol olur ve bunların hangisi hapşırsa medyaya haber olur, buradan bir şey çıkaramazsınız.

Siz, büyük ve önemli bir kuruluşsunuz size daha garantili bir yol söyleyeyim:

1- RTÜK'ün 6112 sayılı kanunu madde 8, f) fıkrası der ki: Yayın hizmetleri toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz.

Yine madde 8, h) fıkrası da: Alkol, tütün ürünleri ve uyuşturucu gibi bağımlılık yapıcı madde kullanımı ile kumar oynamayı özendirici nitelikte olamaz.

Siz ne diyordunuz?

"Uyuşturucu kullanan ünlüler, topluma kötü örnek teşkil ederek aile yapımızı bozuyor, gençleri madde kullanmaya özendiriyor".

• Buyurun size kanun; RTÜK, uyuşturucu kullanan ünlülerin yer aldığı dizilerin yayınını engellesin veya durdursun.

2- Biliyorsunuz müzik eserleri için bandrol zorunludur.

• Aynı şekilde Kültür Bakanlığı da uyuşturucu kullanarak gençlere kötü örnek olan Tarkan gibi sanatçıların albümleri için bandrol vermesin.

Gerek Kültür Bakanlığı gerekse RTÜK üzerinde Yeşilay öncülüğünde, büyük bir baskı grubu oluşturup kanunları uygulattırabilirsiniz.

Öbür türlüsü yani Medya'nın ünlüleri haber yapmamasını istemek zaman kaybından ibarettir.

Fakat bütün bunlardan önemlisi ve acil olanı, yukarıda adını zikrettiğim bakanlık yetkililerinin, belki bu yetkililere ek olarak bir de Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinin bir Kriz Masası etrafında toplanarak çok hızlı önlemler alması gerektiğidir.

Vakit biraz daha geçerse, bu kanseri temizlemek canımızı fazlasıyla yakabilir.

Ferman KARAÇAM

fermankaracam@gmail.com

fermankaracam@twitter.com

twitter.com/fermankaracam

facebook.com/ferman.karacam

 

Paylaş