Mehmet Ercan' ın son yazısı "Ölmeden önce gelinmesi gereken yer"

Mehmet Ercan' ın son yazısı "Ölmeden önce gelinmesi gereken yer"

Diğer

Yazımın hemen başında, yazıma başlık olarak seçtiğim cümlenin kendimce cevabını yazayım, sonra dilerseniz yazının tamamını okumayın.

Rahmetli şoför Ali abi vardı. Ben gazete okurken 'hadi kalın yerleri oku da bana ver gazeteyi' derdi. Kalın yerler; yani başlıklar, büyük puntolar. Okuma alışkanlığıyla ilgili bir durum ama bu konuya girmeyeceğim, en azından bu yazımda.

Başlığımın cevabı 'kendimiz'dir. Yani her insanın ölmeden önce gelmesi gereken yer kendisidir, kendine gelmesidir.

Ortaokul yıllarında mı öğretiyorlardı tam olarak hatırlamıyorum ama hepinizin malumudur, hani dünyanın yuvarlak olduğunun ıspatı olarak bir tren ve dumanı verilirdi. Uzaktan gelen trenin önce dumanı sonra yavaş yavaş tamamı görünür hale gelirdi. Neden? E çünkü dünyamız yuvarlak.

Sonra bir örnek daha vardı. Her hangi bir yöne doğru giderseniz ve yönünüzü hiçbir yöne sapmadan ilerlerseniz başladığınız yere geri dönermişsiniz. Neden? E çünkü dünyamız yuvarlak.

Dön dolaş, mevzu aynı yere çıkıyor, dünyamız yuvarlak. Peki nereye vardık dönüp dolaşırken? İşte şehirler, ülkeler, dağlar, tepeler, şelaleler. Güzel yerler.

Bizim gibilere rastladığımız ve kendimizi bulamadığımız her yer. Yediğimiz ve içtiğimizin bizim olacağı ve gezip gördüğümüzü anlatmaktan başka bir şeye yaramayan bir tur.

Bir insanın kendisini bulmasının ölçü birimi kilometre olabilir mi? Hayır olamaz. Kanımca “önce kendimizi kaybettik ve sonra başladık başkalarında kendimizi bulma telaşına”. Sonra üstadın dediği gibi : 'Neye uzansam sonu kırgınlık ve pişmanlık...' Sözün devamı da var ama yazmayacağım. Merak edenler araştırır diye ümidediyorum. Hatta bu yüzden yazmıyorum.

Yazının burasında güzel bir söz daha paylaşayım. 'Herkese yetişir, kendine geç kalırsın'.

Fiziken dış dünyada aynı yöne dünyayı dolaşsak mevzu başladığımız yere varıyor. Yani en başa sarıyoruz.

Oysa içimizde başladığımız yolculuk bizi başa ve boşa sardırmaz. Bizi bir yerlere vardırır. Kendimizi tanımaya neden olur.

Çocukluğuma dair bir hatıradır. 'Annem beni gösterip, biraz içine kapanıktır derdi. Oysa ben dışıma kapalı, içime açıktım'.

Şimdi bu yazıyı kaleme aldım ve sizinle paylaştım diye ben, kendine gelmiş ve bir insan nasıl kendine gelir bunu tarif etme mi çalışıyorum? Hayır yapmaya çalıştığım bu değil. Ama benim aklıma geldi ve hatırlatmakta fayda gördüm. Umarım bu hatırlatmanın bir faydasını görürüm.

'Bir insanı sevmekle başlar her şey' sözü dilden dile dolaşırken ve 'o zaman herkes önce beni sevsin' kadar hızlı bir şekilde 'önce ben, önce ben' dedirtiyorken bize birçok etken, yazımı başladığım gibi bitirmekte fayda görüyorum.

Evet, ölmeden önce gelinmesi gereken yer kendimizdir. Kendine gelen haber versin.

Annem dedi ki, sor bakalım komşuya, eğer kendindeyse ve müsaitse, kendisini bir çay içimlik ziyaret edeceğiz.

Kendime gelirsem, haftaya aynı gün sizlerle yeni yazımı paylaşacağım.

Kendinize iyi bakın. Belki de baktığınız siz değilsinizdir.

www.twitter.com/_mehmetercan

ercan@mehmetercan.com.tr

www.mehmetercan.com.tr

www.facebook.com/SairMehmetErcan

 

Paylaş